enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

“DMA benzeri düzenlemeler, Türkiye’de rekabeti güçlendirerek dijital ekosisteme dinamizm katabilir”

Avrupa Birliği’nin Dijital Piyasalar Yasası (DMA) kapsamında hayata geçirdiği düzenlemeler, dijital piyasalarda rekabetin artırılması ve kullanıcıların tercih özgürlüğünün korunması açısından önemli bir örnek teşkil ediyor.

“DMA benzeri düzenlemeler, Türkiye’de rekabeti güçlendirerek dijital ekosisteme dinamizm katabilir”
05.09.2025 14:43 | Son Güncellenme: 05.09.2025 14:44
0
A+
A-

Avrupa Birliği’nin Dijital Piyasalar Yasası (DMA) kapsamında hayata geçirdiği düzenlemeler, dijital piyasalarda rekabetin artırılması ve kullanıcıların tercih özgürlüğünün korunması açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Bu düzenlemelerin küresel yansımalarını değerlendiren İ.D. Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Av. Dr. Yavuz Selim Günay, DMA ve uluslararası rekabet uygulamalarına ilişkin olarak şunları söyledi:

“DMA’nın en önemli katkısı, dijital ‘geçit bekçilerini’, yani yüksek pazar gücüne sahip teknoloji devlerini daha şeffaf, denetlenebilir ve rekabetçi hale getirmesidir. Özellikle seçim ekranı uygulamaları, kullanıcıların cihazlarını açtıklarında arama motorunu özgürce seçmelerine imkan tanıyor. Bu model, varsayılan ayarların sağladığı tekelci avantajı zayıflatarak alternatif hizmet sağlayıcıların önünü açıyor. Türkiye’de benzer düzenlemelerin yürürlüğe girmesi, yalnızca tüketicilerin tercih özgürlüğünü güçlendirmekle kalmayacak; aynı zamanda dijital ekosistemin daha rekabetçi, yenilikçi ve sürdürülebilir hale gelmesini sağlayacaktır.”

ABD’de Google’a karşı açılan dava kararına değinen Av. Yavuz Selim Günay şunları söyledi;

“ABD’de mahkemenin nihai karar öncesi açıkladığı görüş, ‘seçim ekranı’ gibi kullanıcıya arama motorunu ve tarayıcıyı seçme şansı tanıyan çözümleri kapsamıyor. Google şirketinden Chrome ve Android’in ayrıştırılması ve bunların başkaca şirketlere satılması gibi yapısal bir yaptırım öngörmüyor. Görüş, temel olarak Google’ın münhasırlık uygulamalarını yasaklıyor ve bu yönüyle piyasalardaki mevcut güç dengesini büyük ölçüde korumaktadır. Münhasır anlaşmalar yapmıyor olmak, yani telefon üreticilerinin Google hizmetlerine rakip hizmetleri de telefonlara yükleyebilecek olması, tek başına sağlıklı rekabeti sağlamaz. Google, akıllı telefon üreticilerine milyarlarca dolar ödeyerek bu cihazlardaki varsayılan ayarları kendi avantajına olacak şekilde düzenlemeye devam edecek gibi görünüyor. Akıllı telefon üreticileri ile yapılan yüksek tutarlı anlaşmalar, Google’a hala akıllı telefonlardaki konumunu koruma imkanı sunuyor. Bu nedenle ABD’deki mahkeme görüşünün ABD’de serbest rekabeti güçlendirmek yerine statükoyu pekiştirdiğini söylemek mümkün.”

Yakın dönemde yaşanan Google kesintisini de hatırlatan Yavuz Selim Günay sözlerini şöyle tamamladı: 

“Google gibi dev hizmet sağlayıcıların hizmetlerindeki kesintiler, kullanıcıların ve kurumların günlük işleyişini kısa süreli de olsa ciddi şekilde etkileyebiliyor. Bu durum, hem yerli hizmetlerin geliştirilmesinin, hem de Google ile rekabet edebilecek teknik kapasiteye sahip olan yerelleşmiş alternatif hizmet sağlayıcıların önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Dijital pazarlarda  tekelleşme ne yazık ki kullanılara, şirketlere ve bür bütün olarak ekonomiye zarar veriyor; rekabet ise alternatif hizmet sağlayıcıların önünü açarak tek bir şirkete bağımlı kalmamayı sağlıyor, tüketiciler farklı alternatifler arasından tercih yapma olanağına sahip oluyor, yenilikçiliğin önü açılıyor. Bu bağlamda Türkiye’nin DMA benzeri düzenlemelerle rekabeti artırması, yalnızca tüketicilerin değil, aynı zamanda yeni girişimlerin ve teknoloji ekosisteminin de önünü açacaktır.”

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı