enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Akıllı bir telefon için 12 bin litreden fazla su tüketiliyor!

Üsküdar Üniversitesi Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr.

Akıllı bir telefon için 12 bin litreden fazla su tüketiliyor!
17.11.2025 12:36
0
A+
A-

Üsküdar Üniversitesi Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller hem bölgesel hem ulusal ölçekte yaşanan su krizini değerlendirdi.

Su krizi sadece çevresel bir sorun değil

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, suyun tüm canlıların en temel ihtiyaçlarından ve yapıtaşlarından biri olduğunu dile getirerek, “Geçtiğimiz yaz aylarında artan sıcaklıklar, kuraklık ve iklim değişikliği etkisiyle ortaya çıkan düzensiz yağış rejimi, bu aylarda artan su ihtiyacıyla birlikte ülkemizin birçok bölgesinde ciddi bir su krizine yol açtı. Bu kriz yalnızca çevresel bir sorun değil; aynı zamanda halk sağlığını, gıda güvenliğini ve ekonomik istikrarı tehdit eden bir boyut da kazandı. Özellikle ülkemizdeki su kaynakları ve nüfusun değişken bir yapıda olması su kaynaklarının az, nüfusun yüksek olduğu bölgelerde büyük su sıkıntılarının yaşanmasına yol açıyor.” dedi.

Dünya nüfusunun yüzde 25’i güvenli ve temiz suya tam anlamıyla erişemiyor

İçme suyundaki azalmanın, özellikle suyun kalitesinin düşmesi ve hastalık yapma riski barındıran bazı mikroorganizmaların daha kolay çoğalabilmesi nedeniyle ciddi sağlık riskleri meydana getirdiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, “Yeterli ve temiz suya erişim sağlanamadığında bulaşıcı hastalıklar artmakta, hijyen koşulları bozulmakta ve toplumun genel sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik rahatsızlığı olan bireyler bu süreçten daha ağır etkilenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre günümüzde hala dünya nüfusunun yüzde 25’i yani dörtte biri güvenli ve temiz suya tam anlamıyla erişememektedir. Bu durum DSÖ verilerine göre yılda 1 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiğini ortaya koymaktadır.” diye konuştu.

Su tüketiminin büyük bir bölümü sanayi ve tarım alanında gerçekleşiyor

Su sıkıntısının gündelik hayatta olduğu gibi tarımsal ve sanayi üretiminde de önemli ihtiyaçlar arasında yer aldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, “Ülkemizde ve dünyanın pek çok ülkesinde su tüketiminin büyük bir bölümü sanayi ve tarım alanında gerçekleşmektedir. Su kıtlığı, tarımsal üretimin azalmasına ve ürün verimliliğinin düşmesine yol açmaktadır. Bu durum gıda fiyatlarının artmasına, ithalat bağımlılığının yükselmesine ve gıda güvenliğinin zayıflamasına neden olabilir. Sanayide yaşanacak su sıkıntısı ise üretim maliyetlerini artırarak ekonomi üzerinde doğrudan olumsuz etki yapmaktadır.” ifadesinde bulundu.

Bir akıllı telefonun üretim süreçlerinde 12.000 litreden fazla su tüketiliyor

Sadece ülkemizde değil, içerisinde bulunduğumuz coğrafyada da pek çok ülkenin su sıkıntısı yaşadığına işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, şöyle devam etti:

“Yapılan çalışmalar Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerinin iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yüzden vatandaşlarımıza sadece su sıkıntısının en üst düzeyde olduğu yaz aylarında değil, yılın tamamında suyun korunması ve tasarruflu kullanımı noktasında önemli görevler düşmektedir. Bu görevler arasında doğrudan kullandıkları günlük su kullanımını olabildiğince azaltmaları yanında satın aldıkları her üründe dolaylı olarak su tükettiklerinin bilincinde olmaları gerekmektedir. Günümüzde büyük şehirde yaşayan bir kişinin doğrudan su tüketimi kabaca günlük 200 litre seviyesindedir. Ancak aynı kişinin ortalama günlük dolaylı su tüketimi 4 bin litrenin üzerinde olabilir. Örneğin satın aldığınız bir akıllı telefonun üretim süreçlerinde 12 bin litreden fazla su tüketilmektedir. Bu açıdan bakıldığında tüketim alışkanlığını değiştirmek yılda milyonlarca litre su tasarrufuna sebep olabilir. Bu yapılan günlük su tasarrufların yanı sıra yağmur suyu hasadı gibi küçük ama etkili uygulamalara yönelinmesi, tarımda modern sulama yöntemlerinin desteklenmesi de kritik önem taşımaktadır.”

Su kaynaklarının azalması, ekosistemlerde geri dönüşü zor tahribatlar yaratıyor

Eğer su krizine karşı etkili önlemler alınmazsa, ülke genelinde hem çevre sağlığı hem de ekonomik yapının ağır darbe alabileceğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, “Su kaynaklarının azalması, ekosistemlerde geri dönüşü zor tahribatlar yaratırken; tarım ve sanayideki aksaklıklar işsizlikten enflasyona kadar pek çok olumsuz ekonomik etkiyi beraberinde getirecektir.” ifadesinde bulundu.

Bazı barajlarda suyun bitmesi su krizinin somut göstergesi

Bazı barajlarda suyun tamamen bitmesinin, su krizinin somut bir göstergesi olarak kabul edilebileceğini de ifade eden Üsküdar Üniversitesi Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, “İçme suyu kaynakları açısında sınırda olan illerimize altyapı yatırımlarına hız verilmesi ve halkın ihtiyaç duyacağı suyun garanti altına alınması gerekiyor. Belediyeler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının vatandaşları bilinçlendirme konusunda daha etkin adımlar atması gerekmektedir. Eğitim kampanyaları, tasarruf yöntemlerinin tanıtımı ve toplumun su yönetimi süreçlerine katılımı, bu sürecin en önemli parçalarıdır. Dönemsel olarak kurumaya yüz tutan pek çok gölümüzde yıllık ortalama su seviyeleri neredeyse %50 seviyelerinin üzerine çıkan azalma gösterdi. İklim değişikliği, artan nüfus ve yanlış su politikaları göz önünde bulundurulduğunda, sürdürülebilir su yönetimi artık bir tercih değil, zorunluluk haline gelmiştir. Eğer bugünden adım atılmazsa, su kıtlığı sadece bölgesel değil, ülke çapında ciddi bir kriz haline gelecektir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı